Dilek Hokkaömeroğlu-NE OLUR VURMA/KIMLIKSIZ KADINLAR
Çırpınış boşuna sabah geçmişti bile vakit akarken su gibi farkında olmanın suskunluğunda ürperten sesin kulaklarını tırmalaması ile kendine geldi kadın..
Bağırmanın korkunç gürültüsünde dönüp baktı telaşla arkasına..
______Tembellik mi yapıyorsun?
Seni işe yaramaz kadın kahvemi getir..
Her kahvaltı sonrası gün bitmesin diye dualar ederken her gün aynı korkunç surete katlanmanın dayanılmaz acısına suskun öfkeleniyordu kendine..
Köşe de oturan adam ne kadar yabancı idi..
Evin resi kimliği ona her hakkı veriyordu
büyüklerinden böyle öğrenmişti.
Kavga da susacaksın kocandır ..Dayak yerken susacaksın kocandır döver..Evden çıkmayacaksın izinsiz kocandır bağırır..Kocana itaat edeceksin hem döver hem sever..!
Bir de çocuk yapacaksın birde erkek oldu mu baş tacı edilirsin..Bunlar ile büyümüştü kadın babası hak görmüştü kendine bu yüzden her şeyi..Annesi susmuştu kendi gibi bütün zulümlerine kocasının..Aslında gördüğünü uygulayan erkek değildi kadındı da..Bastırılmış yasak konu komşu ne der başkalarının düşündüğünün ne önemi var ki herkesin hayatı hesabı kendine değil midir?
Demir parmaklıklar gerekmez ki sadece esarete..Özgürlüğü elinden her kadının kayıp duygusudur bu ve o kadınlar hiç büyümezler..
Bütün gün karmaşık düşüncelerin beynini ağırlaştırdığı zamanlar içinde hava kararmaya çoktan başlamıştı yine..
Oturduğu yerden emirler yağdıran kocasının seslerini artık duymuyordu yüzüne bakmaya bile korkuyordu kendi ile konuşmaktan yorgun düşürdü başını öne..
Yemek yemek diyorum diye ses geldi derinden..
Daha dün gecenin izlerini yok edememişken ağır aksak kalktı yerinden ..
__Birazdan hazır ederim ..
Çabuk ol kahveye gideceğim..,
Derin bir iç çekişle hızlandı kadın bir an önce yemeğini yeyip gitmesini istiyordu en azından bir kaç saat o korkunç saatleri geciktirmiş olurdu kaçış mı?
Artık saatlerin günlerin önemi yoktu onun için her gün her saat aynı..Akrep yelkovan hep yerinde duruyor gibi idi sanki.Beyninde bütün her şeyi silip atmak istercesine çırpınıyordu durmadan unutmanın mümkün olmadığını bilerek..
Artık eve gelme saatleri geciksin istiyordu..Hatta hiç gelmesin..Mümkün mü?
Yemek sesli bitti..Ekmek kuru ,tuz eksik ,yemek tatsız ezberlediği bir şarkının nakaratı gibi her yumrukta ayrı bir cümle..Ne çok cümlesi vardı söyleyecek oysa hiç cümle kurmamıştı karısına..Güzelliğini övmeyi beklemiyordu en azından eline sağlık karıcığım diyebilse idi!..Diyemezdi demezdi beklentilerinden vazgeçeli yıllar olmuştu..O ilk gün ki gibi tebessümle bakan bir çift gözü bir kerecik bir kerecik görebilse idi...
Yolcu ederken geri dönmemesi için dualar ediyordu ardından sonra çok büyük bir günah işlemiş gibi pişman..Duyar diye mırıldandı..
Gitti...
Yine gece mi oldu?!
Dilek Hokkaömeroğlu-KHA.
Bağırmanın korkunç gürültüsünde dönüp baktı telaşla arkasına..
______Tembellik mi yapıyorsun?
Seni işe yaramaz kadın kahvemi getir..
Her kahvaltı sonrası gün bitmesin diye dualar ederken her gün aynı korkunç surete katlanmanın dayanılmaz acısına suskun öfkeleniyordu kendine..
Köşe de oturan adam ne kadar yabancı idi..
Evin resi kimliği ona her hakkı veriyordu
büyüklerinden böyle öğrenmişti.
Kavga da susacaksın kocandır ..Dayak yerken susacaksın kocandır döver..Evden çıkmayacaksın izinsiz kocandır bağırır..Kocana itaat edeceksin hem döver hem sever..!
Bir de çocuk yapacaksın birde erkek oldu mu baş tacı edilirsin..Bunlar ile büyümüştü kadın babası hak görmüştü kendine bu yüzden her şeyi..Annesi susmuştu kendi gibi bütün zulümlerine kocasının..Aslında gördüğünü uygulayan erkek değildi kadındı da..Bastırılmış yasak konu komşu ne der başkalarının düşündüğünün ne önemi var ki herkesin hayatı hesabı kendine değil midir?
Demir parmaklıklar gerekmez ki sadece esarete..Özgürlüğü elinden her kadının kayıp duygusudur bu ve o kadınlar hiç büyümezler..
Bütün gün karmaşık düşüncelerin beynini ağırlaştırdığı zamanlar içinde hava kararmaya çoktan başlamıştı yine..
Oturduğu yerden emirler yağdıran kocasının seslerini artık duymuyordu yüzüne bakmaya bile korkuyordu kendi ile konuşmaktan yorgun düşürdü başını öne..
Yemek yemek diyorum diye ses geldi derinden..
Daha dün gecenin izlerini yok edememişken ağır aksak kalktı yerinden ..
__Birazdan hazır ederim ..
Çabuk ol kahveye gideceğim..,
Derin bir iç çekişle hızlandı kadın bir an önce yemeğini yeyip gitmesini istiyordu en azından bir kaç saat o korkunç saatleri geciktirmiş olurdu kaçış mı?
Artık saatlerin günlerin önemi yoktu onun için her gün her saat aynı..Akrep yelkovan hep yerinde duruyor gibi idi sanki.Beyninde bütün her şeyi silip atmak istercesine çırpınıyordu durmadan unutmanın mümkün olmadığını bilerek..
Artık eve gelme saatleri geciksin istiyordu..Hatta hiç gelmesin..Mümkün mü?
Yemek sesli bitti..Ekmek kuru ,tuz eksik ,yemek tatsız ezberlediği bir şarkının nakaratı gibi her yumrukta ayrı bir cümle..Ne çok cümlesi vardı söyleyecek oysa hiç cümle kurmamıştı karısına..Güzelliğini övmeyi beklemiyordu en azından eline sağlık karıcığım diyebilse idi!..Diyemezdi demezdi beklentilerinden vazgeçeli yıllar olmuştu..O ilk gün ki gibi tebessümle bakan bir çift gözü bir kerecik bir kerecik görebilse idi...
Yolcu ederken geri dönmemesi için dualar ediyordu ardından sonra çok büyük bir günah işlemiş gibi pişman..Duyar diye mırıldandı..
Gitti...
Yine gece mi oldu?!
Dilek Hokkaömeroğlu-KHA.





ORCID Profilim
Hiç yorum yok